Milli birlik ve Beraberliğimizin Sembolü: Çanakkale Zaferi
Mehmet Dere
Yakın tarihimizin en önemli kahramanlık destanlarından biri de Çanakkale Zaferidir. Bu zaferin milletimizin tarihinde ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu zafer, tarihimizin kırılma çizgisinde sarp bir virajdan geçen milletimizin yüz akıyla geçtiği en zorlu imtihanlardan biridir.
Batılıların Haçlı seferlerinden beridir Müslüman varlığını yeryüzünden ebediyen silmek için kolladıkları tarihî fırsat, nihayet Çanakkale Savaşı’nda önlerine çıkmıştı. İngilizler ve Fransızlar, zafer için kendilerinden o kadar emindiler ki, “Hasta Adam” dedikleri Osmanlı Devleti’ni bu savaşta yenerek piknik yapmayı bile düşünmüşlerdi. İngiliz Bahriye Nazırı Winston Churcill (Çörçil): “Türkler mi? Bir elimizi arkamıza bağlar, diğer elimizle yener geçeriz onları.” diye küçümsemişti. Yine aynı Churcill (Çörçil) Çanakkale Savaşı devam ederken: “Türkler insan değildir, onlara kimyasal silah kullanalım.” demişti. 19 Şubat 1915’te İngiliz ve Fransız donanması Çanakkale Boğazı civarındaki tabyaları çok şiddetli bir şekilde topa tutmuşlarsa da kahraman Mehmetçiğimiz tarafından geri püskürtülmüştür. Bunun üzerine genel bir hücuma geçmeye karar veren İngiliz-Fransız müttefik donanması 18 Mart 1915’te çok şiddetli bir saldırıya geçip tabyaları topa tuttuysa da bunda başarılı olamamıştır. Boğazda ilerleyen müttefik donanması Nusret mayın gemisinin bir gün önce döşediği mayınlara çarpmış, 7 zırhlısını ve pek çok yardımcı gemisini kaybetmiştir. Zayiatı çok büyük olan düşman geri çekilmek zorunda kalmıştır. (Zekeriya Kurşun, “Çanakkale Muharebeleri”, DİA, C. 8, TDV Yay., İstanbul 1993, s. 206; Bayram Kodaman, Çanakkale Cephesi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C. 12, Çağ Yay., İstanbul 1989, s. 184 vd)
Denizde başarılı olamayacağını anlayan düşman, kara savaşlarını başlatmışsa da Mustafa Kemal tarafından Arıburnu’nda, Conkbayırı’nda, Anafartalar’da ve daha birçok yerde durdurularak geri püskürtülmüştür. Böylece düşman, denizde olduğu gibi karada da büyük bir kayba uğramıştır. Kahraman Mehmetçiğimiz tarafından tarihe altın harflerle “Çanakkale’nin Geçilmez” olduğu dünyaya ispat edilmiştir. (Kurşun, Age., s. 207; Kodaman, Age., s. 186)
Bu zafer Rabbimizin: “Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın.” (Bakara, 190) emrine uyarak, bir düğüne gider gibi her türlü tehlikeyi göze alıp düşmana galip gelen kahraman askerlerimizin destanıdır. Nitekim bu savaşta mağlup olan İngiliz başkomutan Hamilton, bu gerçeği şöyle ifade eder: “Türkler hücuma geçtikleri zaman ‘Allah Allah’ deyip Rablerinden yardım diliyorlardı. İşte bu Allah sevgisi ve inancı, vatan aşkı Mehmetçiği galip getirmiştir.” (Vehbi Vakkasoğlu, Bir Destandır Çanakkale, 6. basım, Nesil Yay., İstanbul 2001, s. 163)
Bu zaferin sahibi Mehmetçik, yani küçük Muhammed, Anadolu’nun çilekeş analarının, adı gibi kendi ruhunu da Peygamberimizin (s.a.s.) ruhaniyetinden alarak beslediği, sütüne Besmele’nin sırrını vererek emzirdiği ve zamanı gelince kurbanlık koçların kınalandığı gibi kınalayıp Çanakkale’ye -diğer her yere olduğu gibi- kurban olmaya gönderdiği kahraman askerdir. Nitekim bir Osmanlı anası, asker oğluna şunları söylüyordu: “Hüseyinim, yiğit oğlum benim! Dayın Şıpka’da, baban Dömeke’de, ağabeylerin Çanakkale’de şehit düştüler. Bak, son yongam sensin. Eğer minarelerden ezan sesi kesilecekse, camilerin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun. Öl de köye asla dönme.” (İbrahim Refik, Çanakkale’nin Ruh Portresi, Adım Yay., İstanbul 1998, s. 167)
Bu zaferin kazanılmasında 15-16 yaşındaki liseli gençlerimizin; tıbbiyeli, harbiyeli, mülkiyeli binlerce üniversiteli gencimizin çok önemli rolü olmuş, yaklaşık yüz bin gencimiz bu savaşta şehit olmuştur. Yine o sene Galatasaray, Konya ve İzmir liselerinin son sınıf öğrencilerinin hepsi şehit düştüğü için mezun verememiş, yine Darülfünûn’un tüm son sınıf öğrencileri şehit olduğu için o sene hiç mezun verememiştir. (İsmail Çolak, Çanakkale’nin Kahraman Mekteplileri, Lamure Yay., İstanbul 2006, s. 46)
Bu zaferin kazanılması sırasında eli silah tutan binlerce vatan evladı görev almış; Türk’ü, Kürd’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Arab’ı ile toplam 250 bine yakın askerimiz, İslam’ın asil bayrağını düşürmemek için şehit düşmüş; geride ise binlercesi gazi kalmıştır.
Çanakkale Zaferi her üç evden ortalama bir şehidin düştüğü, her ay 29 bin, her gün 976, her saat ortalama 40 Mehmetçiğimizin şehit düştüğü, 1 metrekareye 6 bin merminin Mehmetçiğimizin üzerine düştüğü; ama her türlü olumsuzluğa rağmen Mehmetçiğimizin al kanlarıyla kazandığı büyük bir zaferdir. Bütün bunlar, Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un: “Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli” ifadesinde de belirttiği gibi dinimizin, vatanımızın, devletimizin bekâsı için yapılıyordu.
Sonuç olarak söylemek gerekirse; Çanakkale Zaferi savaşın sadece maddî güçle kazanılamayacağını; inanç, vatan sevgisi, milli birlik ve beraberlik, dayanışma duygusu vb. manevî güçlerin savaşın kazanılmasında çok önemli rol oynadığını bütün dünyaya bir kez daha ispat etmiştir. Bugün de her zamankinden daha çok aynı ruha, inanca ve duyguya ihtiyacımız var. Çanakkale’de şahlanan ruh, milletimizin inanç ve mayasını oluşturan ruhtur. Yeni nesillerimizi bu yüce duygularla yetiştirmeli, atalarımızın emanetini genç nesillere doğru bir şekilde aktarabilmeliyiz.
Şehit Sayısı ne?
Tarihin en kanlı savaşlarından biri olarak kayıtlara geçen Çanakkale Savaşlarında bazı kaynaklarda 150 bin, bazılarında 300 bin Türk askerinin şehit olduğu biliniyor. Peki illerimizde durum nedir, en çok şehit hangi illerimizden verilmiştir?
Askeri kaynaklarda sadece cephede ölenler şehit kabul ediliyor. Osmanlı kaynaklarından derlenen rakamlarda ise muharebede şehit olanların sayısının 56 bin 643, sakat kalanların 97 bin 7, kaybolanların 11 bin 178 olarak veriliyor. Moorehad’ın ”Gelibolu” adlı eserinde Çanakkale Savaşı’nda Türk tarafının toplam zayiatının 251 bin 309 olarak verildiğini, bu sayının yüzde 20’den biraz fazlasının cephede şehit olanlardan, geri kalanının ise kayıp, hastalıktan ölen, yaralı ve hastalanıp geri gönderilenlerden oluşuyor. Çanakkale Boğaz Komutanlığı tarafından yayınlanan resmi bilgi ve belgelere göre düzenlenen tabloda ise cephede şehit olanların sayısının 589’unun subay olmak üzere 57 bin. Çanakkale Savaşı’na Anadolu topraklarının yanı sıra Osmanlı Devleti’nin terk ettiği topraklardan da katılım oldu. Suriye ve Filistin’den 787, Lübnan ve Irak’tan 117, Kosova’dan 65, Yunanistan’dan 45, Makedonya’dan 31, Arnavutluk’tan 27, Bulgaristan’dan 21 kişinin şehit olduğu kayıtlarda geçiyor.
İŞTE O KAYITLARA GÖRE ÇANAKKALE’DE İLLERE GÖRE ŞEHİT SAYISI
Adana (842),
Adıyaman (11),
Afyon (95),
Aksaray (285),
Amasya (32),
Ankara (1772),
Antalya (183),
Artvin (10),
Aydın (1746),
Balıkesir (2779),
Bartın (254),
Bayburt (21),
Bilecik (854),
Bingöl (8),
Bitlis (59),
Bolu (1405),
Burdur (606),
Bursa (3737),
Çankırı (972),
Çanakkale (1788),
Çorum (1333),
Denizli (2195),
Diyarbakir (49),
Edirne (858),
Elazığ (159),
Erzurum (109),
Eskişehir (843),
Gaziantep (502),
Giresun (114),
Gümüşhane (39),
Hatay (283),
İçel (1218),
Isparta (55),
İstanbul (1648),
İzmir (1720),
Kahramanmaraş (213),
Kars (1),
Kastamonu (2425),
Kayseri (771),
Kırıkkale (232),
Kırklareli (366),
Kırşehir (448),
Kocaeli (583),
Konya (2683),
Kütahya (1487),
Malatya (141),
Manisa (2174),
Mardin (7),
Muğla (671),
Muş (7),
Nevşehir (525),
Niğde (509),
Ordu (56),
Rize (71),
Sakarya (526),
Samsun (44),
Siirt (40),
Sivas (25),
Tokat (47),
Trabzon (155),
Tunceli (30),
Urfa (383),
Uşak (818),
Van (36),
Yozgat (661),
Zonguldak (753).