PEYGAMBER EFENDİMİZ’İ (S.A.V.) SEVMENİN 11 ALAMETİ
1) Rasulullah (s.a.v)’e uymak , O’nun (s.a.v.) sünnetini işlemek, söz ve fiillerine tabi olmak, emirlerini yerine getirmek, yasaklarından kaçınmak, güçlük içinde olsun kolaylık içinde olsun, kızmış halinde olsun kızmamış halinde olsun, O ‘nun (s.a.v.) edepleriyle edeplenmektir. Bunun şahidi ise Allahu Teala’nın Kurandaki şu ayetidir:
“Habibim de ki: Eğer ALLAH’ı seviyorsanız bana uyunuz ki; ALLAH da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. ALLAH son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Ali İmran Suresi 31. Ayet)
2) Rasulullah (s.a.v.) ‘in dindeki emirlerini ve yapılması için teşvik ettiği hususları kendi nefsinin hevasına ve şehevi isteklerine uymasına tercih etmesidir. Allahu Teala buyuruyor ki:
“Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine’ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Haşr Suresi 9. Ayet)
3)Allahın rızasını kulların kızmasına tercih etmektir. Enes bin Malik (r.a.) der ki: Rasulullah (s.a.v.) bana buyurdu ki:
“Ey Yavrucuğum, eğer kalbinde hiçbir kimseye kin ve haset beslemeden gece ve gündüzü geçirmeye muktedir olursan yap. Bundan sonra bana şöyle buyurdu: Ey oğulcağızım, bu benim sünnetimdir. Kim ki benim sünnetimi ihya ederse o kimse beni sevmiş olur. Kim beni severse o cennette benimle beraberdir” (Tirmizi)
4) O’ nu (s.a.v.) çok hatırlamaktır. Çünkü kim bir şeyi severse onu çok anar.
5) O’ na (s.a.v.) ulaşmayı, kavuşmayı çok arzulamaktır. “Çünkü her seven sevdiğine kavuşmayı ister.” (Hz. Aişe ra. Dan rivayet ile İmam Deylemi ve İmam Suyuti)
6) O’ nu (s.a.v.) çok anmakla beraber, O’ na (s.a.v.) tazim ve hürmet etmek, O’ nu (s.a.v.) zikrederken huşu, hudu içinde bulunmak, O’ nun (s.a.v.) ismini işittiğinde içi sızlamaktır.
7) Rasulullah (s.a.v.) ‘ in sevdiği kimseyi ehli beytinden, kendi soyundan olan kimseleri, ensar ve muhacirlerden O’ nun (s.a.v.) ashabını sevmek ve onlara düşmanlık yapanlara düşman olmak, onlara buğz edenlere ve (kafirlerden) onlara küfredenlere buğz etmektir. Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor:
“Kim Hasan ve Hüseyini severse, beni sevmiş olur. Kim ki, beni severse muhakkak Allahı sevmiş olur. Kim bunlara buğz ederse, bana buğz etmiş olur, bana buğz eden de Allaha buğz etmiş olur.” (İmam Taberani, Selman ra. dan rivayet)
Rasulullah (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Ashabım hakkında Allahtan korkunuz (onlara kem gözle bakmayınız. Çünkü onlar benim dostlarımdır). Benden sonra onlara (karşı gelip sözle, fiille) hedef almayınız. Kim onları severse, bana olan sevgisi ile onları sevmiştir. Kim ki, onlara buğz ederse, bana olan buğzu ile onlara buğz etmiştir. Kim onlara eza ederse, bana eza etmiş olur. Kim ki, bana eza ederse, Allaha eza etmiş olur. Kim Allaha eza ederse onu yakalayıp cehenneme atması yakındır.” (Tirmizi)
8) Allah (c.c.) ve Allahın Rasulune (s.a.v.) buğz edenlere buğz etmek, Rasulullah ‘a (s.a.v) düşman olanlara düşman olmak, O’ nun (s.a.v.) dininde bidatlar icat edip sünnetine muhalefet edenden uzaklaşmak, Rasulullah ‘ın (s.a.v.) şeriatına muhalif olan herşeyi kendisine ağır gelmektir.
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy-sopları olsalar bile, Allah’a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah’ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Mücadele Suresi 22. Ayet)
9) Rasulullah’ ın (s.a.v.) getirmiş olduğu ve onunla insanları hidayete sevkettiği, kendisi de doğru yolu onunla bulduğu ve onun ahlakı ile ahlaklandığı Kuran-ı Kerimi sevmesidir. Hz. Aişe (r.a.) şöyle demiştir:
“Rasulullah’ ın (s.a.v.) ahlakı Kuran ahlakı idi.”
Kuranı Kerimi sevmesi, onu okuması, onunla amel etmesi, onun manasını anlamasını istemesi, Rasulullah’ ın (s.a.v.) sünnetini sevmesi ve emirlerini yerine getirmesi, yasaklarından kaçınması ile olur.
10) Rasulullah’ ın (s.a.v.) ümmetine şefkat ve merhamet etmek, onlara nasihat etmek, onların yararına çalışmak, onların müşkülatlarını gidermektir.
11) Rasulullah’ ı (s.a.v.) sevdiğini söyleyen kimsenin zahid olması (yani, dünyaya metelik vermemesi), fakirliği tercih etmesi, fakirlikle muttasıf olmasıdır.
(Kadı İyaz / Şifa-i Şerif /Bedir Yayınevi/ Shf:405-411)