Hayırlı bir gün – 07-04-2021

“ İyi bilin ki dünyâ hayâtı, ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sâhibi olma isteğinden ibârettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ekin, çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Âhirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allâh’ın mağfireti ve rızâsı vardır. Dünyâ hayâtı, aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.”

Hadîd Suresi, 20.


“ Kimin arzusu âhiret olursa, Allâh onun kalbine zenginliğini koyar ve işlerini derli toplu kılar, artık dünyâ boyun eğerek onun peşinden gelir. Kimin hedefi de dünyâ olursa, Allâh iki gözünün arasına fakirliğini koyar, işlerini de darmadağınık eder. Netice olarak, dünyâdan da eline, kendisine takdir edilmiş olandan fazlası geçmez.”

Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem)  (Tirmizî, kıyâmet 31


“Cebrail’in ve Hakk’la aşina olan ruhların kabesi, kıblesi yedi kat göğün yüksek yeri olan Sidre’dir. Şehvetine düşkün ve midesine kul olanların kıblesi de sofradır.

Arifin kıblesi, vuslat nurudur. Filozoflaşmış aklın kıblesi de hayaldir.

Zahidin kıblesi, ihsan, lütuf ve kerem sahibi olan Allâh’tır. Tama’ sahibinin kıblesi de altın kesesidir.

Mânâ sahiplerinin, olgun kişilerin kıblesi sabırdır, tahammüldür. Şekle, surete tapanların kıblesi de taşlardaki nakışlar, resimlerdir. Putlar ve heykellerdir.

İç âlemini, mana âlemini, ruh âlemini kendilerine yurt edinenlerin kıblesi, nimetler veren, lütuf ve ihsanlarda bulunan Allâh’tır, iç âlemine inemeyen, dışta kalan, görünüşe tapanların kıblesi de, kadının yüzüdür.”

Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî: 22301-02-03-04

Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle ve rızkımızı bol ederek haysiyetimizi koru; rızkımızı daraltarak rızklarını Senden alan kimselerden rızk isteme, kötü insanlardan bağış talebinde bulunma bayağılığına düşürüp, verenleri övme, esirgeyenleri yerme durumunda bırakma bizi. Çünkü gerçekte veren de, esirgeyen de Sensin, onlar değil.

Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle ve Sana ibadette yararlanacağımız sıhhat, dünyaya meyilsizlikte faydalanacağımız boş vakit, amele dönüştüreceğimiz ilim ve itidalli olmamızı sağlayacak takva ver bize. Ya Erhamerrahimin. Âmin…

Paylaşabilirsiniz...