“ Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.”
Hucurât Suresi, 10.
“Allah, sizin için o iki sevinç gününden daha hayırlı iki gün vermiştir ki, onlar ramazan ve kurban bayramlarıdır”
Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) (Nesâî, “Îdeyn”, I; Ebû Davud, “Salât”, 245; Ahmet, Müsned, 31103, 235, 250 )
“ Kulluk et de, belki sen de âşık olursun. Kulluk da, ibadetle, iyi işlerle elde edilen bir kazançtır. Kul, canla başla azat olmayı, kulluktan kurtulmayı diler. Âşık ise, ebedî olarak kullukta kalmayı ister, azat olmayı hiç istemez. Kul, daima elbise ister, bahşiş diler. Âşığın elbisesi ise, daima sevgilinin yüzüdür, sevgili ile buluşmaktır. ”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî:18889-91
Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle. Allah’ım! Biz, bu ayla şereflendirdiğin; bedbahtların, onun vaktini bilmeyip bedbahtlıkları yüzünden faziletinden mahrum kaldığı bir zamanda lütfunla ondaki ibadetlere muvaffak ettiğin, bu ayın ehli kullarınız. Onunla tanışmak için bizim seçilmemizin, ondaki ibadetlere hidayet edilmemizin velisi Sensin. Hakkını ödeyemedikse de onda tuttuğumuz orucu, kıldığımız namazı, az da olsa yaptığımız iyilikleri Senin yardımına borçluyuz.
Allah’ım, o halde kötülüğümüzü ikrar, ihmalkârlığımızı itiraf etmekle birlikte iyi işlerimizin övgüsü Sana aittir. İçten gelen bir pişmanlık, gerçeği ifade eden bir mazeret bildirmekle katından, o ayda kaybettiğimiz faziletleri bizim için telafi etmeni diliyoruz. Allah’ım, o ayda Senin hakkını ödeyemediğimiz için bizi mazur gör; ömrümüzü önümüzdeki gelecek ramazana ulaştır. Ulaştırdıktan sonra da layık olduğun kulluğu sunmakta, o ayın hakkettiği itaati yerine getirmekte bize yardım et ve bizi zamanın aylarından bu iki ayda (bu ve gelecek ramazanda) hakkını ödeyebilecek iyi işlere muvaffak eyle.
Allah’ım, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve bu ayda işlediğimiz küçük ve büyük suçları, içine düştüğümüz günahları, bilerek veya unutkanlıkla kendimize yaptığımız zulümleri ya da başkalarına ettiğimiz hakaretleri bize bağışla; örtünü kaldırarak bizi rüsvay etme; bu ayda düşmanlarımızı halimize sevindirme; kınayanların dilini üzerimize uzun etme; tükenmeyen şefkatin, eksikliği olmayan lütfunla bu ayda bizden yadırgadığın şeylere keffaret olacak, onları bağışlatacak amellere muvaffak et bizi.
Allah’ım, Hz.Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve bu ayın gitmesiyle başımıza gelen musibeti telafi et; bayram ve iftar günümüzü bizim için mübarek eyle ve bu günü, geçirdiğimiz en hayırlı, affını en çok çekici, günahı en iyi silici gün kıl.
Allah’ım, bu ayın sıyrılmasıyla bizi de günahlarımızdan sıyır; onun çıkmasıyla bizi de kötülüklerimizden çıkar. Bizi onunla en çok mutlu olanlardan, onda payı en bol olanlardan ve ondan en fazla nasip alanlardan kıl.
Allah’ım, kim bu aya hakkıyla riayet ettiyse; hürmetini hakkıyla koruduysa, gerektiği gibi hükümlerini yerine getirdiyse, layık olduğu gibi günahlardan sakındıysa, hoşnutluğunu kazanacak, rahmetini cezbedecek bir amelle Sana yaklaştıysa, kudretinle aynısını bize de nasip et; fazlınla onun kat kat fazlasını bize ver. Çünkü Senin fazlın eksiksizdir; hazinelerin kesinlikle azalmaz; ihsanının kaynakları asla kurumaz ve bağışın minnetsiz, tertemiz bağıştır.
Allah’ım, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve bize, kıyamet gününe kadar onu oruç tutanların, onda Sana ibadet edenlerin tümüne vereceğin sevap kadar sevap yaz.
Allah’ım, mü’minler için bayram ve sevinç günü, İslam ümmeti için toplanma, bir araya gelme günü kıldığın bu iftar günümüzde, işlediğimiz tüm günahlardan, geçmişteki tüm kötü işlerimizden, gönlümüzden geçen tüm kötü düşüncelerden, tekrar günaha dönme düşüncesi olmayan, bir daha hata yapmamaya azmeden biri olarak, şek ve şüpheden arınmış, halis bir tövbeyle tövbe edip Sana yöneliyoruz. Bu tövbeyi bizden kabul buyur; bizden razı ol ve bizi bu hal üzre sabit kıl.
Allah’ım, içimizde cehennem azabına karşı öyle bir korku, cennet sevabına karşı öyle bir özlem meydana getir ki, tüm varlığımızla ibadetin tadını, günahın üzüntüsünü duyalım. Katında bizi, sevgini kazanan, itaate dönüşlerini kabul buyurduğun tövbe edenlerden kıl, ey adillerin adili.
Allah’ım, babalarımızı, annelerimizi ve şimdiye kadar gelip geçen, kıyamete kadar gelecek olan tüm dindaşlarımızı bağışla.
Allah’ım, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve izzetinle müslümanların sınırlarını sarp ve sağlam kıl; gücünle bekçilerini kuvvetlendir ve kereminden bağışlarını bol et ve onların sayısını çoğalt; silahlarını keskinleştir; etraflarını koru; dört bir yanlarını kuşatarak düşmanın onlara ulaşmasına engel ol; topluluklarını birleştir; işlerini yönet; onları azıksız bırakma; yiyeceklerini sen üzerine al; nusretinle onları destekle; sabırla onlara yardım et ve düşmanların hilelerine karşı onların gözlerini aç.
Allah’ım, İslâm ve Müslüman düşmanlarını hezimete uğrat; silahlarıyla aralarına ayrılık sal; yüreklerinin ipini kopar; azıklarını onlardan uzaklaştır; yollarını şaşırt; yönlerini saptır; yardımını onlardan kes; sayılarını azalt; kalplerini korkuyla doldur; ellerini-kollarını bağla; dillerini konuşamaz kıl; onların hezimete uğramasıyla arkalarındakileri darmadağın et; onları arkalarındakilere ibret vesilesi kıl ; onları rezil rüsvay ederek onlardan sonrakilerin arzulara kapılmalarına engel ol.
Allah’ım, İslam ehlinin tedbirini güçlendir; yerleşim merkezlerini sağlamlaştır; mallarını arttır; vakitlerini düşmanlarla savaşarak, onlarla uğraşarak geçireceklerine Sana ibadet ederek, Seninle râz-u niyaz ederek geçirmelerini sağla; yerin dört bir yanında yalnızca Sana ibadet edilsin; yalnızca Sana boyun eğilsin, Sana secde edilsin.
Allah’ım, mukarreb meleklerine salat ettiğin gibi peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle. Mürsel peygamberlere salat ettiğin gibi ona ve âline salat eyle. Salih kullarına salat ettiğin gibi ona ve âline salat eyle. Onların hepsine ettiğin salattan üstün bir salatla ona ve âline salat eyle. Öyle bir salat ki, bereketi bizi kuşatsın, faydası bize ulaşsın ve sayesinde duamız kabul olsun. Hiç kuşkusuz, Sen, kapısına gelinen en kerim, kendisine güvenilen en yeterli ve ihsanı dilenilen en cömert zatsın; ve Sen her şeye kadirsin. Ya Erhamerrahimin. Âmin…