Bismillâhirrahmânirrahîm
“İyi bilin ki, Allah’ın veli kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar. Onlar iman edip takvâya ermiş olanlardır. Dünya hayatında da ahirette de onlar için müjdeler vardır. Allah’ın verdiği sözlerde aslâ değişme yoktur. Bu en büyük saâdetin tâ kendisidir. ”
Yunus Suresi, 62, 63, 64.
“ Allah Teâla hazretleri şöyle ferman buyurdu: “Kim benim velî kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım (aynî veya kifâyî) şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime erer. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli olur, onu yolumca yürütürüm. Benden birşey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum.”
Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) (Buhârî, Rikâk, 38 )
“Ölüm günümde tabutum götürülürken, bende, bu dünyanın derdi, gamı var, dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum sanma, bu çeşit şüpheye düşme!
Sakın, öldüğüm için bana ağlama; “Yazık oldu, yazık oldu!” deme. Eğer nefse uyup Şeytan’ın tuzağına düşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır!
Cenazemi görünce; “Ayrılık, ayrılık!” deme! 0 vakit, benim ayrılık vaktim değil, “buluşma, kavuşma” vaktimdir!
Beni toprağın kucağına verdikleri zaman sakın; “Veda, veda!” deme! Çünkü mezar, öteki alemin, cennetler mekanının perdesidir!
Batmayı, gözden kaybolmayı gördün ya, bir de doğmayı gör, düşün Güneş’le Ay batıp gözden kayboldukları zaman bir ziyan gelir mi?
Bu hal, sana, batmak, kaybolmak gibi görünse de, aslmda bu hal doğmaktır yeniden hayata kavuşmaktır!
Mezar, insana hapishane gibi, zindan gibi görünse de, orası ruhun kurtulduğu yerdir!
Hangi tohum yere atıldı, ekildi de tekrar bitmedi, topraktan baş kaldırmadı? Niçin insan tohumu hakkında yanlış bir zanna düşersin?
Hangi kova kuyuya sarkıtıldı da dolu çıkmadı? Can Yusufu neden kuyudan ziyan görsün, niçin feryad etsin?
Bu dünyaya ağzını yumunca, öte tarafa aç! Artık senin hayhuyun, uğraşmaların mekansızlık alemindedir!”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Rubailer 420
Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle. Allah’ım, dileklerimize olan rağbetimizi, dostlarının dileklerine olan rağbeti gibi; korkumuzu da dostlarının korkusu gibi kıl. Seçkin kulların için süslediğin cennetlerinde bizi temiz dostlarına komşu eyle. Dostların için hazırlanmış olan yüksek yerlerde kıymetli armağanlarınla bizi bürü. Allah’ım! kalbimi, dilimi, gözümü, kulağımı, sağımı, solumu, üzerimi, altımı, önümü, arkamı ve nefesimi nûrlandır. Bize nûrunu artır yâ Rabbi! Yâ erhame’r-râhimîn! Rahmet senindir. Hamd, âlemlerin Rabbinedir… Âmin….