
Bismillâhirrahmânirrahîm
“ Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.”
Ahzab Suresi, 21.

“ Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”
Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) ( Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8)

“ Sen ey Peygamberim! (a.s.) Mühürleri kaldırmada, kilitleri açmada sonsun, sonuncusun. Sen, can bağışlayanlar dünyasında bir hatemsin. Hasılı Hz. Muhammed’in (a.s.) hadislerindeki işaretlerde, tamamıyla açıklık içinde açıklık var. Açıklık içinde açıklıktır. Onun mübarek ruhuna, kutlu gelişine, evladının zamanına da yüz binlerce salat ve selam olsun.”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî: 20573-75

Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle, Bizleri Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e yakışır iyi bir ümmet eyle. Allah’ım Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e Makam-ı Mahmudu’nu ver O’nu (s.a.v.)’i Refik-i Alaya Yücelt. Allah’ım, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ve ailesine, Hz. İbrahim (a.s.)’e ve ailesine salât ettiğin gibi, salât et. Allah’ım, Hz. İbrahim (a.s)’a ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ve ailesine de bereket ihsan et. Sen bizlere iki cihan saadeti lütfeyle Yarabbi! Bizi “Liva-ül Hamd” sancağının altında gölgelendir! Allah’ım, Senin her şeye gücün yeter. Yegâne güç ve kudret Senin elindedir. Ya erhamerrahimin, Âmin….

Esselâtü Vesselâmü aleyke yâ Resûlullah
 Esselâtü Vesselâmü aleyke yâ Habîbullâh
 Esselâtü Vesselâmü aleyke yâ Seyyidel-evvelînen velâhirîn
Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Resûlallâh
 Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Resûlallâh
 Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Resûlallâh
 Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh
Yanan kalbe devâsın sen, bulunmaz bir şifâsın sen
 Muazzam bir sehâsın sen, dilersen reh-nümâsın sen
 Habîb-i Kibriyâsın sen, Muhammed Mustafâ’sın sen
 Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh
Gül açmaz, çağlayan akmaz, İlâhî nûrun olmazsa
 Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzûrun olmazsa
 Firâk ağlar, visâl ağlar, ezel mestûrun olmazsa
 Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh
Erir cânlar o gül-bûy-ı revân-bahşın hevâsından
 Güneş titrer, yanar dîdârının, bak, ihtirâsından
 Perîşân bir niyâz inler hayâtın müntehâsından
 Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh
Susuz kalsam, yanan çöllerde cân versem elem duymam
 Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlardan nem duymam
 Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam
 Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh
Ne devletdir yumup aşkınla göz, râhında cân vermek
 Nasîb olmaz mı Sultânım haremgâhında cân vermek
 Sönerken gözlerim âsân olur âhında cân vermek
 Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh
Boynu büktüm, perîşânım, bu derdin sende tedbîri
 Lebim kavruldu âteşden döner pâyinde tezkîri
 Ne dem gönlüm murâd eylerse taltîf eyle Kıtmîr’i
 Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh
Yaman DEDE
 
 




