“Onlar, Rablerinin rızasını dileyerek sabrederler, namazı kılarlar; kendilerine verdiğimiz rızıktan, gizlice ve açıkça sarfederler; iyilik yaparak kötülüğü ortadan kaldırırlar; işte onlara bu dünyanın iyi sonucu, girecekleri Adn cennetleri vardır; babalarının, eşlerinin, çocuklarının iyi olanları da oraya girerler. Melekler her kapıdan yanlarına girip: ‘Sabretmenize karşılık size selam olsun; burası dünyanın ne güzel bir sonucudur!’ derler.”
Ra’d Suresi, 22-23-24.
“Üç haslet vardır ki, kul onlarla hem dünya hem ahiret isteklerini elde eder. Belaya sabır, kazaya rıza, bolluk ve rahatlıkta dua (yapmaktır.)”
Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) (Ramuzül Ehadis, 263)
“Senin iç dünyân bir misâfirhâne gibidir. Sevinçler de kederler de gelip geçicidir. Ne sevinçlere aldan ne de gamları kendine dert edin! Gamlar sürûruna mânî olursa üzülme; çünkü o gamlar, senin için sevinç ve neş’e hazırlamaktadır. Ey Hak yolunun yolcusu! Gönle gelen üzüntüleri tebessümle karşıla ve şöyle duâ et:
«Ey benim Rabbim! Sen beni belânın şerrinden muhâfaza et, fakat onun vâsıtasıyla gelecek lutuf ve ihsândan da mahrûm bırakma! Rabbim, lutfet de belâlara şükredeyim. Geçip gidince neden şükretmedim diye hasret çekmeyeyim.”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahiru’l-Mevlevi, Mesnevî Şerhi 19854-55-56
Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve onun tertemiz Ehl-i Beytine salât ve selâm eyle. Yâ Rabb! Ümmet-i Muhammed’i her türlü belâ, âfet, musîbet, azap ve gazabından muhâfaza eyle! Rahatlık ve genişlik zamanlarında cümlemizi havf ve recâ hâlinde sabredip ilâhî mükâfatlarına nâil olan bahtiyarlar zümresinden kıl! Gönüllerimize sükûn ve sekînet bahşeyle! Hem îmân ve irfân, hem de gazap ve belâ bakımından karanlık geceler gibi geçen günleri nûrlu, bereketli ve müjdeli sabahlara inkılâb eyle! Ya Erhamerrahimin… Âmin…