KANİ KARACA
HAFIZ FAHRETTİN ABATAY
Abdulkadir Şehitoğlu
http://www.youtube.com/watch?v=czxHK6gOxQs
Bekir Büyükbaş
Hüseyni Selâ
http://www.youtube.com/watch?v=GwmxOydV87Q
Hâfız Dursun Çakmak – Dilkeşhâveran salâ 1
Hâfız Sa’deddin Kaynak – Rast salâ 1
Hâfız Fahri – Dilkeşhâveran salâ 1
Bekir Sıdkı Sezgin – Dilkeşhâveran salâ 1
İlhan Tok – Hüseynî salâ 1
Salâ :
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) Efendimiz için okunan, Allâh’ın bağışlaması ve selâmının onun üzerine olması dileğini ifâde eden duâlara “salâvat”, “salâvât-ı şerîfe” denir. . Sözleri “Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammed”şeklindedir. Minârelerden okunan şekline “Salâ” denir. Eskiden akşam ezânı dışında, Öğle, İkindi ve Yatsı Ezânlarından sonra, Sabah Ezânından önce salâlar verilirdi. irticâlen okunan, bir kısmı da bestelenmiş olan duâlardır. Daha çok, “salâ okumak” yerine “salâ vermek” tâbiri kullanılır. Salâlar eskiden her ezandan sonra, ezânın okunduğu makâmdan irticâlen okunurdu. Sabah ise ezândan önce verilirdi. Ayrıca mübârek gün ve gecelerde ezândan önce verilmesi ve ezândan önce de bir kasîde okunması âdet olmuştur.
Salânın sözleri içinde, Peygamber Efendimiz için söylenen “Yâ Rasûulâllâh, Yâ Habîbâllâh, Yâ Nebiyyallâh, Ya Rahmeten lil âlemîn, Yâ Nûra arşillâh…” gibi ifâdeler yer alır.
Sabah okunan salâ pek yaygın olarak, bestesi “Hatib Zâkiri Hasan Efendi”ye âit “Dilkeşhâverân” makâmındaki “Sabah Salâsı” adıyla bilinen salâdır.
Fakat günümüzde salâ neredeyse okunmaz olmuştur. Önceleri ezânlardan sonra okunduğunu ifâde etmiştik. Anadolu’da bir çok yerde mübârek günlerde, sabah ve gecelerde hâlâ pek yaygın olarak okunmasına rağmen, (buralarda salâ ile birlikte minârelerden kasîde ve ilâhiler de okunmaktadır) ilmin ve san’atın beşiği olan İstanbul gibi bazı büyük şehirlerde, değil ezânlardan sonra, mübârek gün ve gecelerde, hattâ Ramazan’da bile okunmaz olmuştur. Bu uygulamanın “diyânet” veya “bölge müftülüğü” tarafından “gereksiz” ya da “bid’at” olduğu gerekçesiyle okutulmaması ise acınacak bir durumdur. Şu anda yaygın olarak “Dilkeşhâverân Sabah Salâsı” olarak bilinen salâ minârelerden “cenâze salâsı” okunmaktadır. Cum’â ve Ramazan gecelerinde ise bâzı küçük câmilerde, görevlilerin kendi tasarrufu olarak okunmaktadır.
Bizde ecdâdın bize mîrâsı olan bu uygulama kısıtlanırken, bâzı Arap ülkelerinde ezânlardan sonra sâla verilmesi âdeti hâlâ devâm etmektedir. Halbuki en azından mübârek gün ve gecelerde, mübârek günlerin sabahlarında verilebilir. Ramazan ayında sahurdan sonra imsâki belirtmek için verilebilir.
Cum’â ve mübârek gün ve gecelerde Salâ:
Cum’â günleri Öğle namâzının vaktinde Cum’â namâzı kılındığı için ezândan yaklaşık bir saat kadar önce salâ verilir. Bu salâ “Dilkeşhâverân Sabah Salâsı”nın yaygın olarak bilinmesinden dolayı Dilkeşhâverân veyâ Hüseynî makâmında okuna gelmiştir. Aslında herhangi bir makâmda okunabilir ve uzun okunduğu takdirde çeşitli makâmlara geçki yapılabilir.
“Es salâtü ve’s selâmü aleyke yâ Rasûlâllâh”
“Es salâtü ve’s selâmü aleyke yâ Habîballâh”
“Es salâtü ve’s selâmü aleyke yâ Nebiyyallâh”
“Es salâtü ve’s selâmü aleyke yâ seyyidel evvelîne ve’l âhhirîn”
“Ve selâmün alel mürselîn”
“Ve’lhamdü li’llâhi Rabbi’l âlemîn”
Peygamber Efendimiz (S.A.V.)’in sıfatlarını ihtivâ eden bölümler makâmın durumuna göre uzatılabilir. Ezân..
Sabah Salâsı:
“Hatib Zâkiri Hasan Efendi”nin bestesi olarak bilinen bu salâ, eskiden minâreden sabah ezânlarından önce verilirdi. Dilkeşhâverân makâmındadır ve sözleri şöyledir:
“Es salâtü ve’s selâmü aleyke yâ Rasûlâllâh”
“Es salâtü ve’s selâmü aleyke yâ Habîballâh”
“Es salâtü ve’s selâmü aleyke yâ Nebiyyallâh”
“Allâh, Allâh, Allâh, Allâh
“Ya hazreti Mevlâ”
Bayram Salâsı:
Ramazan ve Kurbân Bayramlarında “Sabah Namazı” ile “Bayram Namazı” arasında okunur. Bayâtî makâmındadır ve bunun da bestesi “Hatip Zâkiri Hasan Efendi”ye âittir. İki mûsikî cümlesinden oluşur. Bir müezzin tarafından solo kısımları okunur. Berâber okunan kısımları diğer müezzinlerin ve cemâatin iştirâkiyle okunur. Bu salâ da maâlesef artık bilinmemekte ve okunmamaktadır.
Cenâze Salâsı:
Cenâze salâsı vefât eden bir Müslüman’ın vefâtını îlân etmek için minârelerden verilir. Sözleri vefât edene rahmet, af ve mağfiret dileyen duâlar ihtivâ eder. Her insanın hayâtının sona ereceği, sonsuz olanın ancak Allâh olduğunu anlatan âyetlerden de okunur. Genellikle hüzün verici bir makam olduğu için “Sabâ” makâmında irticâlen (emprovize olarak) okunur. Salânın uzunluğuna göre makam geçkileri yapılır.
“Salâ, salâ, sâlâââ,
“Ya muhavvile’l havli ve’l ahvâl, havvil hâlenâ ilâ ahseni’l hâl”
“Salâ”
“Accilû bi’s salâti gable’l fevt, ve accilû bi’t tevbeti gable’l mevt”
“Salâ”
Küllü nefsin zâigatü’l mevt, sümme ileynâ türce’ûn”
“Salâ”
İnnâ li’llâhi ve innâ ileyhi râci’ûn”
“Salâ”
“Ya Seyyidel evvelîne ve’lâhirîn ve selâmün ale’l mürselîn, ve’l hamdü li’llâhi rabbi’l âlemîn”
Sonunda da vefât edenin ismi söylenir. Bu cenâze salâsı Anadolu’da, bilhassa Konya’da meşhurdur. Fakat İstanbul’da maalesef bilinmemektedir. Bir cenâze olduğu zaman minâreden Cum’â günü ezândan önce verilen salânın aynısı verilmektedir.
Hüseynî Cenâze Salâsı:
Bestesi “Hatip Zâkiri Hasan Efendi”ye âit bu salâ minâreden değil, cenâze musallâdan alındıktan sonra kabre götürülünceye kadar okunur. Kabre gidenlerin arasında müezzin ya da okumaya yetkili kişilerce okunur. Bâzı bölümleri bir kişi tarafından, diğer kısımları berâberce okunur.
Şimdi bu salâ da bilinmediği için bir cenâze olduğunda “Dilkeşhâverân Sabah Salâsı” olarak bilinen salâ okunmaktadır. Ya da aynı salâ “Hüseynî” makâmında okunmaktadır.