Hayırlı bir gün – 14-09-2024

Bismillâhirrahmânirrahîm

“ Andolsun ki, Resulullah, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.”

Ahzab Suresi, 21.

“ Ben güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim.”

Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem)  ( Muvatta, Hüsnü’l-Hulk, 8

“ Sen ey Peygamberim! (a.s.) Mühürleri kaldırmada, kilitleri açmada sonsun, sonuncusun. Sen, can bağışlayanlar dünyasında bir hatemsin. Hasılı Hz. Muhammed’in (a.s.) hadislerindeki işaretlerde, tamamıyla açıklık içinde açıklık var. Açıklık içinde açıklıktır. Onun mübarek ruhuna, kutlu gelişine, evladının zamanına da yüz binlerce salat ve selam olsun.”

Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî: 20573-75

Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle, Bizleri Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e yakışır iyi bir ümmet eyle. Allah’ım Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e Makam-ı Mahmudu’nu ver O’nu (s.a.v.)’i Refik-i Alaya Yücelt. Allah’ım, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ve ailesine, Hz. İbrahim (a.s.)’e ve ailesine salât ettiğin gibi, salât et. Allah’ım, Hz. İbrahim (a.s)’a ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ve ailesine de bereket ihsan et. Sen bizlere iki cihan saadeti lütfeyle Yarabbi! Bizi “Liva-ül Hamd” sancağının altında gölgelendir! Allah’ım, Senin her şeye gücün yeter. Yegâne güç ve kudret Senin elindedir. Ya erhamerrahimin, Âmin….

Esselâtü Vesselâmü aleyke yâ Resûlullah
Esselâtü Vesselâmü aleyke yâ Habîbullâh
Esselâtü Vesselâmü aleyke yâ Seyyidel-evvelînen velâhirîn

Gönül hûn oldu şevkinden boyandım yâ Resûlallâh
Nasıl bilmem bu nîrâna dayandım yâ Resûlallâh
Ezel bezminde bir dinmez figândım yâ Resûlallâh
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Yanan kalbe devâsın sen, bulunmaz bir şifâsın sen
Muazzam bir sehâsın sen, dilersen reh-nümâsın sen
Habîb-i Kibriyâsın sen, Muhammed Mustafâ’sın sen
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Gül açmaz, çağlayan akmaz, İlâhî nûrun olmazsa
Söner âlem, nefes kalmaz, felek manzûrun olmazsa
Firâk ağlar, visâl ağlar, ezel mestûrun olmazsa
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Erir cânlar o gül-bûy-ı revân-bahşın hevâsından
Güneş titrer, yanar dîdârının, bak, ihtirâsından
Perîşân bir niyâz inler hayâtın müntehâsından
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Susuz kalsam, yanan çöllerde cân versem elem duymam
Yanardağlar yanar bağrımda, ummanlardan nem duymam
Alevler yağsa göklerden ve ben messeylesem duymam
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Ne devletdir yumup aşkınla göz, râhında cân vermek
Nasîb olmaz mı Sultânım haremgâhında cân vermek
Sönerken gözlerim âsân olur âhında cân vermek
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Boynu büktüm, perîşânım, bu derdin sende tedbîri
Lebim kavruldu âteşden döner pâyinde tezkîri
Ne dem gönlüm murâd eylerse taltîf eyle Kıtmîr’i
Cemâlinle ferah-nâk et ki yandım yâ Resûlallâh

Yaman DEDE

Paylaşabilirsiniz...