“ Bir iyiliği açıklar yahut gizlerseniz veya bir kötülüğü (açıklamayıp) affederseniz, şüphesiz Allâh da ziyâdesiyle affedici ve kâdirdir.”
Nisa Suresi, 149.
“ Kim, cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulmayı isterse, ölümünü, Allâh’a ve âhirete inanmış olarak karşılasın. Bir de başkalarına karşı, kendisine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa öyle davransın.”
Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) (Müslim, İmâre, 46; Nesâî, Bey’at, 25)
“ Bütün iyilikleri, lütufları, Hakk’ın lütfu, Hakk’ın iyiliği olarak bil. Bütün insanları, onun ihsanı olarak kabul et. Bizde bulunan bütün duyguların bize duyurdukları, hissettirdikleri, hoşluklar, güzellikler de, onun ihsanının, lütfunun birer aksidir.”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî: 23566
Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle ve zarar verdiğim veya incittiğim, zulmettiğim veya zulme uğramasına sebep olduğum ve böylece hakkını zayi ettiğim veya hakkını almasına engel olduğum kullarını bol ihsanınla benden razı et ve eksiksiz olarak katından haklarını ver.
Allah’ım, yasakladığın halde bana kötü bir laf eden, menettiğin halde bana saygısızlık yapan, sonra da benden helallık almadan ölüp giden ya da halen hayatta olan kullarına, bana yaptıkları kötülüklerini bağışla; beni incittikleri için onları cezalandırma; hakkımda işledikleri günahları onlara bildirme; benim yüzümden kazandıkları suçlardan dolayı onları rüsvay etme. Ya Erhamerrahimin. Âmin…