“(Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. “Allah’ındır” de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar.”
En’âm Suresi, 12.
“Allah rahmeti yüz parçaya ayırdı. Bunlardan doksan dokuzunu kendi katında tuttu. Bir cüzünü yeryüzüne indirdi. İşte bu bir cüz rahmet sebebiyle canlılar birbirine acıyıp şefkat gösterirler. Hatta, yavrusunu emziren hayvanın yavrusuna dokunur diye ayağını kaldırması bile bu merhamet sebebiyledir.”
Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) (Buhârî, Edeb, 19; Müslim, Tevbe, 17-21)
“Bir gönülde, dost muhabbeti şimşek gibi çakınca, bilmiş ol ki, dostun kalbinde de muhabbet vardır. Senin kalbinde muhabbet-i ilahîye iki kat olursa, şüphesiz Hakk’ın da, sana muhabbeti vardır.”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî: 12045-46
Allâh’ım! Sen’den Senin sevmeni, Senin sevdiklerinin sevgisini ve Senin sevgine bizi yaklaştıracak amellerin sevgisini dileriz. Allâh’ım!, Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’e ve âline salât eyle ve o salât ile bizi bütün korkulardan ve afetlerden muhafaza eyle! Onunla bütün ihtiyaçlarımızı gider. Bizi bütün günahlardan temizle. Onunla bizi katında en yüce derecelere çıkar. Hayatta ve ölümden sonra bütün hayırlar adına en ileri hedeflere bizi ulaştır. Ya Rabbil Âlemin, şüphesiz Sen affedicisin, affı seversin, cömertsin; Sen bizleri affeyle Âmin… Ya Erhamerrahimin. Âmin…