“ Allah’a ve ahiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa- Allah’a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin. İşte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sadece Allah’ın tarafında olanlardır.”
Mücadele Suresi, 22.
“ Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.”
Hz. Muhammed (sallallahü aleyhi vessellem) (Ebu Davud, Edeb 19,; Tirmizi, Zühd 45)
“Gönlün Haman’a doğru akıyorsa Haman cinsindensin, yok Mûsâ (a.s.)’ya doğru giderse, noksan sıfatlardan berî olan Allâh’a mensubsun. Eğer ikisine de meylin varsa, ikisine de gönlün kayıyorsa, nefsin ve aklın birbirine karışmış demektir. Bu durumda içinde bir savaş var demektir. Çünkü nefis ile akıl çarpışmaktadır. Kendine gel, aklını başına al da, aklı üstün getir, nefsini yen, ez!”
Hz. Mevlâna Celaleddin-i Rumî (k.s.) Tahir-ül Mevlevî – Şerh-i Mesnevî: 15106-15108
Allah’ım! Peygamber Efendimiz Hazret-i Muhammed Mustafâ (s.a.v.)’ya ve âline salât ve selâm eyle, Allah’ım!, ayaklarımızı yolun üzere sabit kıl, kaydırma. Allah’ım!, Senden başka maksudumuz yoktur, başka maksatlara salıverme. Allah’ım!, Hakkı Hak bilenlerden eyle, Allah’ım! Bizi dostlarına dost, düşmanlarına düşman olanlardan, sabreden ve şükredenlerden eyle! Ya erhamerrahimin, Âmin….